Başka hiçbir dilde karşılığı olmayan cümle “el alem kaygısı” “mahalle baskısı” yani “toplum dayatmaları”.
“EL ALEM NE DER?”
Bu söz kadar duvarları yüksek bir hapishane var mıdır?
İnsanın hayatını mahveden, belirli kalıplar içerisinde, kimin tarafından konulduğu belli olmayan kurallarla kendini ifade edemeden, yaşamınızı idame ettireceğiniz bir yaşam tarzı.
Bence bu cümle, hayatı başkaları tarafından direktif verilerek kontrol edilen kişilerin, özgür ve hür iradesiyle hareket eden kişilere sinir olması neticesinde ortaya çıkmıştır.
çünkü, sebebi yapamadığı şeyleri yapanları görüp, zoruna gitmesinden kaynaklı dedikodu ile kötü gösterme çabasına girmesidir.
“EL ALEM NE DER?” mahalle baskısı denilen kavramın var olabilmesinin sebebi olan tek endişe.
İnsanın, kendi hayatına uyguladığı bir tür otosansür.
Sırf toplum tarafından kabul görebilmek için insanın kendi doğrularından ve bazen hayallerinden vazgeçmesidir. Gereksizdir. İnsan kendi hayatını toplumun beklentilerine göre değil, kendi doğrularına ve istediklerine göre şekillendirmelidir.
Sen, iyi ya da kötü ne yaparsan yap, bunun sonucu senin yaptığına değil “el alemin” dediğine bağlıdır.
Aslında olması gereken el alemin kendi kıçındaki kazığa bakmasıdır. Onların kıçına bakmasını sağlayın.
“EL ALEM NE DER mi?” başkaları için yaşamayın bu hayatı, ne istiyorsanız yapın. Hayatınızı bağımlı olduğunuz telefon gibi yönetemiyorsunuz. İleri ya da geri saramıyorsunuz, elinizde tekrarı yok!
O yüzden kaygılanmayın.
Üç günlük dünya, yaşayın!
Ben ondört yaşında başladım “el alem” kaygısını hiçe saymaya. ondört yaşında radyo programı yapmaya başladım, on yıl radyolarda program yapmaya devam ettim. Şiirler yazdım, seslendirdim, klipler çektim, stand up gösterisi yaptım, profesyonel fotoğrafçılık yaptım.
El alem tarafından en kabul edilemez olanı söylüyorum onyedi yaşında kulağımı deldirdim.
Evet, 17 yaşında küpe takmaya başladım.
Ve evet, tahmin ettiğiniz el alem ile savaşmaya çocukken başladım.
İki çocuğu kollarına jilet çekmiş, çocuklarının kolları dövmeli olan, kızı evliyken başka bir adama kaçan yaşlı bir adam bana ne dedi biliyor musunuz?
“sen çok delikanlı bir çocuksun neden küpe takıyorsun?”
Ben de;
“Erkek adam küpe takmamalı değil mi?” dedim.
“Evet!” dedi.
Ve ben o an ben küpeyi çıkardım amcaya dönüp dedim ki;
“ben erkekliğime döndüm, şimdi senin çocukların da bedenlerini temizlesin”
Eğer güçlüyseniz, güçlü kalabileceğinize inanıyorsanız asla korkmayın!
Onlar nasıl sizlere söz söylemeye cüret edebiliyorsa, siz de çatır çatır laflarınızı söyleyin. Kelimeleriniz kalkanınız olsun. Çünkü siz yüz kızartıcı şeyler yapmıyorsunuz!
Dayıya ne mi oldu? Kalp krizi geçirmedi korkmayın, sadece zoruna gittiğiyle kaldı.
“Herkes kendi çöplüğüne baksın dayı” dedim gönderdim.
“El alem ne der” derseniz!
- Ne gece dışarı çıkabilirsiniz
- Ne sevgili yapabilirsiniz
- Ne tatile gidebilirsiniz
- Ne saç uzatabilirsiniz
- Ne küpe takabilirsiniz
- Ne askılı bluz giyebilirsiniz
- Ne popçu, ne topçu olabilirsiniz
Uzaaar gider, kısaca toplumun karakteri yüzünden hayallerinizden, zevklerinizden, yani her şeyden vazgeçersiniz.
Belki ailenle tartıştın, belki ailen seninle tartıştı, belki de kardeşinle kavga ettin!
Kim için? Ne için?
Aslı olmayan gizli bir örgüt için
Peki “el alem” denilen hurafe için kalbini kırdıklarına, kalp kırıklıklarına değdi mi?
Ben bir stüdyo kurdum, şu an bu videoyu çekiyorum. Bu işler “el aleme” göre boş işler “ama” bakın bu çok önemli! Çünkü, “ama” kelimesi kendisinden önce gelen her şeyi yok eder.
O yüzden (tekrar)
Ben bir stüdyo kurdum şu an bu videoyu çekiyorum. Nokta.
Bu işler “el aleme” göre boş işler “ama” onlara göre boş işler, bana göre hayatımın anlam ve önemi.
Hadi şu an “el alem” için “ama” diyoruz ve her şeyi yok ediyoruz. Bunu aileniz, kendiniz adına yapın!
Ben stüdyo kurdum evet, bu durum kimseyi ilgilendirmez. Benim hayallerimle bağlantılı, geriye dönüp baktığımda güzel anılar biriktirmiş olacağım. Hayatımı bu gizli örgüt yüzünden mundar etmeyeceğim. Sizi kendiniz olmaktan vazgeçirmelerine izin vermeyin, siz, kendinize bakın “el aleme” değil! Umursamadığınız müddetçe “el alem” ona, buna laf etmekten, sizi cümlelerine meze etmekten, insanları yargılamaktan vazgeçer.
Vazgeçirin!
Siz “el alem” olmayın, herkese destek olun. İyilikler, güzellikler, yeni fikirler, yeni icatlar, başarılar böyle elde edilir.
Kenetlenin, bu başarıya katkı sağlamış biri olarak kendinizle, en önemlisi katkı sağladığınız kişi ile gurur duyun. Ben “el alem” kaygısına kapılsaydım ne radyo, ne sinema, ne stand up, ne fotoğraf, yani keyif aldığım hiçbir şeyi yapamamış olacaktım. Dünya da iz bırakın!
Derler, her zaman bir şeyler derler. En iyisi mi, boşverin.
Boş vermediğin sürece, bugün dünyayı kurtarsan dahi “el alem” ertesi gün “iyi kurtaramadı” diyecek.
Sen denizin üzerinde yürüsen dahi “el alem”ertesi gün “yüzme bilmiyor” diyecek!
O yüzden sen önüne bak, düşme!
Ölümlü dünya!
Öleceksiniz!
Hepiniz öleceksiniz!
Birer birer öleceksiniz!
Ürkütücü di mi?
Kadir, 23 yıllık arkadaşımdı her gün beraberdik. Kendi ellerimle kişisel facebook sayfasının anı sayfası yapılması talebinde bulundum. 29 yaşında kapadı gözlerini hayata, aslan gibi kardeşimi kaybettim. Hem Kadir’i, hem anılarımı.
Aileniz,
Arkadaşlarınız,
Sevdikleriniz,
Hayalleriniz,
Hepsi,
Hepsi ölecek,
Bu videodan sonra belki ben de,
Belki son görevim budur
Ne oldu?
Daha ölümü duyunca korkuyorsunuz,
O zaman ne duruyorsunuz?
Yaşayın…
Sevdiklerinizle
Mutlu olduğun şeylerle
Doya doya yaşayın
Zaman tükenmeden yaşayın.
Öteki beriki dediniz,
El alem dediniz,
Yemediniz, içmediniz,
Giymediniz, gezmediniz,
Yine zamanı yenemediniz,
El alem yüzünden yaşayamadığınız bu hayatı yine de yaşadınız.
Keyfine varamadınız ve bunu da yeterli olgunluğa varınca kavradınız
pufff!
Ölüm zamanı geldi!
Peki, neye değdi?
Yaşayamadığı hayatı
Size de yaşatmayanlar yüzünden kaybettiğiniz,
Tükettiğiniz güzelim zamana değdi mi?
Geçmiş olsun.
Uğur abinizden kelamlar, selamlar.
Müzik: Zeki Müren – Kapat şu pencereni