Merhaba YouDaş!
Biliyorsunuz ilk yazım olan “The Platform‘da” sizlere Otopsi ile ilgili bir köşe yazısı yazacağımın haberini vermiştim. Araya bazı yazılar sıkıştırmış olsam da, şimdi sizlere bu muazzam filmden bahsetmek isterim.
Genelde tek mekanda geçen hikayeler gerçekten konu çok iyi değilse sıkıcı olabiliyor. Otopsi’de de tek mekan durumu söz konusu, mekan olarak yine Netflix’in genel politikası geçerli.
Nedir bu politika?
Netflix: içerik yok mu lan?
Yapım ekibi: Var efendim “OTOPSİ” buyurun senaryosu.
Netflix: Buneamk! Bütçeyi düşür, mekanları azalt, kostümü siktir et, oyuncu çıkar, araba tek olsun. Tamam çek bunu.
Yapım Ekibi: !!!???****+++—-
Netflix: Nee? Para kolay mı kazanılıyo piç!
Ciddi anlamda bir çok filmde bu diyalogların yaşandığına eminim ama kanıtlayamam 🙂
İlk olarak Türk korku, gerilim filmleri gibi değil, o konuda hiç tedirgin olmayın. Otopsi filminde en sevdiğim şeyler şu şekilde.
Hasan Karacadağ filmleri gibi cinli saçma salak filmlerden değil! Ani seslerle korkutma yok, birden efekt ile korkutma yok. Fakat film sizleri her an bir şey olacakmış hissi ile gergin ve dinç tutuyor. Normal şartlarda bana film beğendirmek çok zordur. Yine corona virüsünden önce kendimi karantinaya aldığım bir dönem, Netflix yapımlarını izlemeye yoğunlaşmıştım ve her Netflix yapımını izliyordum. Bir hafta süresince her gece 3-4 gerilim filmi izlerdim o dönem en beğendiğim “Ceset” ve “Otopsi” olmuştu. Ceset filminden ilerleyen köşe yazılarımda bahsedeceğim, Netflix yapımı değil.
“Tommy ve Austin, yıllardır morgda birlikte çalışan baba ve oğuldur. Ve bir akşam ikisi işten ayrılırken polis memurları morga oldukça farklı bir ceset bırakır. Tommy ve Austin bu cesedi incelemeye başlayınca oldukça garip şeyler fark ederler ve korkutucu şeyler yaşanmaya başlar.”
The Autopsy Of Jane Doe filmin açıklaması bu ama “oldukça garip” denen şeyler “ciddi anlamda garip” olarak aktarılabilirdi. Benim ilerleyen yazılarımda korku filmlerini çok sevmediğimi göreceksiniz. Bunun ana nedenlerinden birisi Türk yapımı boktan korku filmleri. Korku filmlerini sadece para için yapan çok samimi olduğum sinemacı, senarist, yönetmen arkadaşlarım da var. “Türkiye’de bu işler böyle, bunun üzerine çıkamayız” diyorlar. Hak veriyor muyum? Aslaa! Neymiş, astarı yüzünü geçiyormuş. Bu durum beni ilgilendirmez! Bu niyet bir yerde dolandırıcılığa giriyor.
Sırf para için insanlara kalitesiz yapımlar izletmek, belki de insanların ayda 1 sinema izleyebilecek vakti ve nakdi varken siz bunu elinden alıyorsunuz. Bence gayet net dolandırıcılık.
Sinema filmi çekmek için çok maliyete gerek yok ki, kimse size “Avatar, Titanic” çekin demiyor. Sadece senaryo, kurguya özen göstermeniz yeterli diye düşünüyorum. Ben bir çok senaryo yazdım, maliyeti düşürdüm ve fikre ağırlık verdim. Olur da ilerde çok param olursa gerilim filmi nasıl çekilir herkese göstermeyi düşünüyorum 🙂
Biz filmimize dönecek olursa kesinlikle izlenmesi gereken, muazzam bir film. Spoiler vermek istemediğim için çok detaya girmedim ama yazdıklarımı okuduysanız mutlaka ne demek istediğimi anlayacaksınız.
10 üzerinden 10 mu? Değil tabii ki!
Dünya’da korku kategorisinde kimse bu skalayı yakalayamaz ama bir korkuya göre benim puanım 8/10
Otopsi filmini Netflix üzerinden izlemek için TIKLAYIN!
Sizlerden ricam eğer bu köşe yazısını okuyup bu filmi izlerseniz mutlaka yorum yazın!
Teşekkürler.