Cinsel İlişki Tarikatı: VAHŞİ KIRLAR 2020

Merhaba YouDaş,

Vahşi Kırlar belgeseli Netflix’de önüme defalarca çıkmıştı ama fragmanı izlediğimde beni bir türlü içine almadı. Mantığını kafamda oturtamadım bu sebeple bir türlü enerji bulup izleyemedim. Zaten bir noktada ciddi anlamda hala mantığını oturtamadım. O halde hissettiklerimi size detaylıca elimden geldiğince aktarmaya çalışayım.

Değinmek istediğim ilk konu, OSHO’nun lideri olan seks gurusu olarak nitelendirilen, Bhagwan Shree Rajneesh’in bu kadar büyük bir kompleks sosyal sistem kurabilmesi beni çok şaşırttı. Birinci bölümü izlerken o kadar sıkıldım ki, siz direkt ikinci bölüm itibari ile izlemeye başlayabilirsiniz. Filmi izlerken uykuya dalmışım, sonra gecenin saat 04:00’ında kulaklıklar kulağımda takılıyken bir çığlıkla uyandım. Meğer İkinci bölümde saçma sapan bir seks ayini yapıyorlarmış, ödüm patladı.

Sonrasın da Vahşi Kırlar belgeseline bir şans vermek istedim ve izlemeye devam etim. Seks ayini ile alakası yok ona göre 🙂
Beni etkileyen asıl şey; vasıfsız birisinin ardına binlerce mürit takıp, peşinden gelen herkesi dilediği gibi yönlendirebilecek kadar insanları etkileyebilmesi. Hipnoz desen değil. Büyü desen değil. Çözemediğim bir durum söz konusu, beni en çok etkileyen şey bu olduğu için izlerken hep buna takıldım. Nasıl mürit olarak bu derece bağlı hale gelinebilir.

Peşine takılan insanlar gerçekten boş beleş insanlar değil. Müritlerinin arasında doktor, mühendis, çevreci, avukat, eczacı, pilot, kimyager, aşçı, çiftçi vb. bir ton kalifiye insan mevcut.

Şimdi olayın ciddiyetini anlamanız için, Amerika’da Vahşi Kırlar olarak adlandırdıkları Oregon eyaletine seksen bin müritten oluşan bir komün kurduğunu söyleyeyim gerisini siz anlayın. Hindistan’dan kovulduktan sonra Oregon eyaletinde Antelope bölgesinde 40 kişinin bile yaşamadığı bir yerde çiftlik kuran komünün yarattığı kargaşayı tahmin bile edemezsiniz. Oregon eyaletinde dağlık bir araziye konumlanan OSHO tarikatı, çevrede bulunan kasabaları öyle tedirgin ediyor ki ve sonunda kaçınılmaz savaş başlıyor. Ortalık birden karışmaya başlıyor.

Tarikatın sözcüsü Ma Anand Sheela o kadar ukala ve şımarık ki, karşısına kim çıkarsa çıksın böbürlenerek karşılık veriyor. Yenilmeyi asla ama asla hazmedemiyor. Tepkiler çoğaldıkça bölgeden kovulmamaları için Antelope denilen kasabayı ele geçirme operasyonuna başlıyorlar ve köylüden satılık her yeri yüksek meblağlarla satın alıyorlar. Satmayanlara ise iki katı bedel sunarak bir şekilde bölgeyi ele geçiriyorlar ve kasabanın adını “Rajneeshee” olarak değiştiriyorlar. Aslında komün devamında Oregon eyaletini ele geçirmeye çalışıp Rajneeshpuram eyaleti olarak değiştirmeyi hedeflese de Amerika duruma uyanıyor ve bazı yasal olmayan kararlarla oy kullanmalarına engel oluyor.

En merak ettiğim şey insanların bu şarlatanın peşine takılmasıydı. Demek ki insanların aidiyet hissiyatı çok ama çok ciddi olabiliyormuş. Çok şaşırdım, bu denli bağlılık gerçekten inanılmaz. İnandığınız, tanrı yerine koyduğunuz birisi için başka insanların hayatına kast edebiliyorsunuz. Tüm şehri zehirlemek, suikast, yasa ihlali ne ararsanız yapılıyor. Herkesin herkesle birlikte olabildiği ve bunu anlayışla karşıladığı cinsel birliktelikler de söz konusu. Evliliğe karşı, açık evlilik dedikleri durum, isteyen istediği ile seks yapabilir. Çıplaklık ayıp değil.

Ayrıca merak ettiğim başka bir husus ise, bu oluşum için bu kadar finansal desteği nereden sağlıyorlardı? Bu komünün kurulması için ciddi derecede finansal kaynak lazım. Müritler genç ve zengin aile sınıflarından geliyordu fakat seksen bin kişinin içerisinde herkes deli gibi zengin değildi. Oregon eyaletinde kurulan komün içerisinde baraj yapıldı, yapay göller, binlerce prefabrik evler, çok ciddi derecede villalar, on bin kişilik meditasyon salonu, havaalanı, 2 özel jeti, 93 tane rolls royce bile vardı düşünün. Binlerce insanın yemeği, ihtiyaçları ve bunların 4-5 sene aralıksız yapıldığını düşünün. Öyle ki; Ma Anand Sheela tarikatı terk ettiğinde 55 milyon dolar çaldığı bile söylendi. Benim tahminim bu oluşum için bazı hükümetlerin destek verdiği yönünde. Hem Amerika’nın bir açığından faydalanarak Oregon eyaletinin Vahşi Kırlar dedikleri  yere çöküyorsunuz, hem de burada komün kurmak için ciddi finansal bir gücünüz var. Çok enteresan.

En saçma kısım ise, binlerce insanın hiçbir söz söylemeyen adamın götüne takılması. En büyük özelliği iki elini birbirine kavuşturup selam vermesi. Osho denilen tarikat lideri, kendisini 1 yıl eve kapatıp hiç konuşmadan binlerce insanı kendisine inandırabiliyordu. O kadar saçma ki, susmak da bir yönetim şeklidir gibi anlamsız sözleri var.

“Yalnızca sessizliği bilenler nihai hakikate yaklaşabilir.” deyip 2 sene konuşmamak 🙂

Hiçbir öğretisi olduğunu düşünmüyorum, oldukça sağlam bir şarlatan olduğunu düşünüyorum. Zaten sonunda yakalanıp, suçunu itiraf ediyor ve ülke dışına gönderiliyor.

Bunun başlıca nedeni; Ma Anand Sheela mürit olmaktan vazgeçince liseli ergenler gibi girdiği atışma sonucu yaşanan saçma sapan tartışmalar. Zaten OSHO’yu da bu bitiriyor, kendi kendine terörünü son bulduruyor. Ulan madem sen öğretici, bilge bir adamsın. İlk işin neden aklı başına gelen, müritlikten vazgeçen, senden bağını koparan biriyle sidik yarıştırmak?

Vahşi Kırlar’ın konusu gerçekten çok uzun arkadaşlar. Kültürel anlamda kesinlikle izlemeniz gereken bir belgesel, zaten izlediğinizde Türkiye’de yaşanan benzer tarikatlar aklınıza gelecek 🙂

İzlediğinizde ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Wild Wild Country izlemek isteyenler için Netflix adresi: buradan izleyebilirsiniz.

Mutlaka yorumlarınızı bekliyorum 🙂

Sevgiler.